DEVAM: 54- İSLAM'IN
KENDİSİNDEN ÖNCEKİLERİNİ YIKTIĞl, HİCRETİN VE HACCIN DA BÖYLE OLDUĞU BABI
193 - (122) حدثني
محمد بن حاتم
بن ميمون،
وإبراهيم بن
دينار (واللفظ
لإبراهيم).
قالا: حدثنا
حجاج (وهو ابن محمد)
عن ابن جريج،
قال: أخبرني
يعلى بن مسلم؛
أنه سمع سعيد
بن جبير يحدث
عن ابن عباس؛
أن ناسا من
أهل الشرك
قتلوا
فأكثروا.
وزنوا فأكثروا
ثم أتوا محمدا
صلى الله عليه
وسلم. فقالوا:
إن
الذي تقول
وتدعو لحسن.
ولو تخبرنا أن
لما عملنا
كفارة! فنزل:
{والذين لا
يدعون مع الله
إلها آخر ولا
يقتلون النفس
التي حرم الله
إلا بالحق ولا
يزنون ومن
يفعل ذلك يلق
أثاما} [الفرقان/
آية 68 ونزل: {يا
عبادي الذين
أسرفوا على
أنفسهم لا
تقنطوا من رحمة
الله} [39/الزمر/
آية 53]
[:-318-:] Bana Muhammed b. Hatim b. Meymun ve İbrahim b. Dinar
-lafız İbrahim'in olmak üzere- (2/33b) tahdis etti, bize Haccac -b.
Muhammed'dir- İbn Cureyc'den tahdis etti. Bana Ya'la. b. Müs!im'in haber
verdiğine göre o Said b. Cubeyr'i,
İbn Abbas'tan şunu
tahdis ederken dinledi:
Müşriklerden birtakım
kimseler çokça adam öldürmüş, çokça zina etmişlerdi. Sonra Muhammed (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e gelerek dediler ki: Gerçekten söylediklerin ve kendisine
davet ettiklerin çok güzeldir. Bir de bize yaptığımız amellerimize kefaretin
bulunduğunu bir söylesen, dediler.
Bunun üzerine:
"Onlar ki Allah ile birlikte başka bir ilaha ibadet etmezler. Hak ile
olması dışında Al/ah'ın öldürülmesini haram kıldığı nefsi de öldürmezler, zina da
etmezler. Kim bunları işlerse o günah (ları) ile karşılaşır." (Furkan, 68)
buyruğu ile; "Ey nefisleri aleyhine ileri giden kullarım, Allah'ın
rahmetinden ümit kesmeyin" (Zümer, 53) s.yeti nazil oldu.
Diğer tahric: Buhari,
4532; Ebu Davud, 4274'te -muhtasar olarak-; Nesai, 4015; Tuhfetu'I-Eşraf, 5652
NEVEVİ ŞERHİ: Müslim (rahimehullah)'ın, İbn Abbas (r.a.)'ın rivayet ettiği
bu hadisi zikretmekten maksadı Kur'an-ı Azimuşşanın sünnetin de getirmiş olduğu
"İslam kendisinden önceki/eri yıkar" hükmünü de ifade etmiş olduğunu
göstermektir.
Hadisteki:
" ... Bir de bize yaptıklarımızın bir kefaretinin bulunduğunu söylesen ...
ayeti nazil oldu" ibaresinde "lev: se, sa"nın cevabı
hazfedilmiştir. (2/139) Yani bize bunu haber verecek olursan elbette Müslüman
oluruz. Kur'an-ı Azimuşşan'da ve Arap dilinde bunun hazfedildiği haller çokça
görülür: "Zalimleri bir görsen ... " (En'am, 93) buyruğunda ve
benzerlerinde olduğu gibi. "O günah
(ları) ile karşılaşır" (Furkan, 68) buyruğunun bir ceza ile karşılaşır
anlamında olduğu söylendiği gibi, bunun (günah diye meali verilen esam)
cehennemde bir vadi olduğu, bir kuyu olduğu da söylenmiştir, günahının cezasını
görür diye de açıklanmıştır.
DAVUDOĞLU AÇIKLAMA: «Bize yaptıklarımıza kaffaret olacak bir şey haber verirsen...»
İfadesi bir şart cümlesi olup cevabı muhzuftur. Yani; bize haber verirsen bizde
müslüman oluruz demektir. İbareden cevap cümlesinin hazfedilmesine arapçada
ve Kur'an-ı Kerîm'de çok tesadüf edilir. «Esâm :
Bazılarına göre azap dernektir. Bazıları cehennemde bir vadi olduğunu söylemiş
diğerleri cehennemde bir kuyu olduğunu beyan etmiştir. Günahın cezasıdır»
diyenlerde olmuştur.
Hadisde
zikri geçen ikinci âyet Kur'an-ı Kerîm'in en ümidbahş âyeti olduğu
bildirilmektedir. Bu âyet müşriklerin Rasul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'den yaptıklarına keffaret olup olmadığını sordukları zaman nazil
olduğuna göre müslüman olduktan sonra eski günahlarının affedileceğine işaret
etmekledir.